Bizimkileri seyretmek için, anten çevirmeye çalışırken çatıdan düşen onlarca aile reisinin kayıtlara geçtiği ülkemizde, hali hazırda bu şekilde bir kaç kanalı izlemek mümkün. Oysa Avrupa bu sistemi çoktan terk etti, ciddi bir radyoaktivite potansiyeline sahip düşük frekanslı radyo sinyaller, zaten dünyada yasaklanmak üzere. Ülkemizde maalesef teknolojinin her alanında olduğu gibi antenle televizyon izleme devri de biraz geç sona eriyor ve televizyonun icadından beri kullanılan, neredeyse bu ilkel sayılabilecek bu teknik tarihe gömülüyor.
Bundan 10 sene önce bu haber yayımlanmış olsaydı muhtemelen infial çıkar ve özellikle kırsal kesimlerde yaşayanlar, bu durumu kabul etmezlerdi. Zira bu kesimlerde ne kablo altyapısı vardı, ne de gelişmiş bir IP TV altyapısı. Amerika’nın 80’lerden beri, neredeyse her yerde kullandığı kablo altyapısı, Avrupa’da yaklaşık aynı tarihlerde genele yayıldı. Elbette bizim ülkemiz gibi geniş bir coğrafyada, bunun gerçekleşmesi mümkün değil, kaldı ki hala Kablo Tv altyapısı ülkenin belli noktalarında ve sadece şehir merkezlerinde yer alıyor.
Neyse ki, artık uydu teknolojisi oldukça gelişmiş bir düzeyde ve dünyanın neresinde olursanız olun, bir kaç basit araçla bir uyduya bağlanarak yayın alabiliyorsunuz. Hatta kimilerimiz durumu abartıp, birkaç çanağı kullanarak çok sayıda uydudan yayın almaya çalışıyor ki, binlerce kanalı olan bu televizyonlarda ne izleyeceğini şaşırmak içten değil. Uganda televizyonunda, Çin Devlet televizyonuna kadar her yayını alabilir, anlamasanız da izleyebilirsiniz.
Bu arada dijital platformlar ise işi bambaşka bir boyuta taşıyor ve bize başka bir dünya sunuyor. Kablo, uydu ve internet bağlantıları kullanarak sağlanan dijital yayınlar, teorik olarak 20K’ya kadar resim kalitesi sunabilirken, kimse karasal yayınların 0.4K yayının peşinde elbette değil. Dev ekran televizyonlar 3 Boyutlu filmler izlemek isterken, karasal yayından karıncaların dansını izlemek, pek de çekici olmasa gerek…
Sonuç olarak, kamu otoritesinin beyanına göre, şehirlere kurulmuş olan televizyon vericilerinin 2020’ye kadar tamamen kaldırılacağı ve bundan sonra televizyon yayınlarının sadece dijital kanallardan yapılacağı bilgisi, şaşırtıcı değil. Zaten neredeyse atıl durumda olan bu sistemlerin ortadan kalkması, büyük bir sorun olarak görünmese de, bir devrin tamamen ortadan kalktığını da bizlere gösteriyor. Dijital dünya, artık tam anlamıyla hayatımızda…