Ülkemiz kablosuz hücresel bağlantı, yani bizim bildiğimiz adı ile cep telefonu alt yapısı ile çepe çevre donatılmış olsa da, maalesef şehirlerimizde dahi veri standartları hala beklenen boyutlara ulaşmış değil. Hayatımıza GSM; uzun ismiyle “Global System of Mobile Communication” olarak giren hücresel teknoloji, aslında o zaman da günümüzde olduğu gibi pek de global değildi. Zira GSM, aslında lokal yayınları algılayan birer mobil telefon aracılığı ile çalışmakta. Yani evlerimizdeki telsiz telefondan farkı, biraz daha güçlü sinyal alışverişi yapıyor olması, o kadar. Nasıl ki evimizdeki baz istasyondan uzaklaştığımızda telsiz telefonumuzun çekim gücü azalıyorsa, GSM telefonlarımız da baz istasyonlarından uzaklaştıkça çekim gücü azalmaktadır.
90’ların sonunda hayatımıza girmiş GSM teknolojisi 900, 1800 ve 1900 Mhz bantlarından yayın yapar ve ciddi bir radyoaktif sinyal potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, her istediğimiz yere baz istasyonu kuramıyoruz. Sağlık koşullarını tehlikeye atmayacak biçimde tesis edilen istasyonların sinyalleri de elbette buna mukabil oluyor ve çok yüksek çekim gücü vaat eden baz istasyonları var olsa da bunları kullanamıyoruz. Zira bu sistemlerin yaydığı radyasyon değerleri SAR (Specific absorption rate) olarak tespit edilen ölçeklerin içerisinde yer almak durumundadır. Zira belirlenen SAR değerlerinin üzerindeki değerler ani ölümlere dahi neden olabilecek ciddi sinyallerdir.
Sonuç olarak, kesintisiz iletişim her ne kadar hepimizin gönlünden geçen olgu olsa da, mevcut teknik imkanlarla mutlak kesintisizlik mümkün olamamaktadır. Başka bir anlatımla bu pek sağlıklı değildir. Özellikle taşrada alıştığımız bağlantı hızlarının ciddi oranda azalması ve hatta kimi notalarda erişimin olmaması da, bu anlattığımız nedenlerle ortaya çıkmaktadır.
GSM kapsama alanı
Ülkemizde GSM teknolojiai, 3G ve 4.5G dışındaki servisleri ile neredeyse %100 kapsama sağlamaktadır. Ancak, kapsama alanının bütününde 3G ve 4.5G yayını bulunmaz. Zira bu yayını yapabilecek baz istasyonları farklıdır ve operatörlerin, her GSM istasyonuna bir de 3G ve 4.5G modülü eklemesi gerekir ki, oldukça büyük bir maliyet olmasından ötürü operatörler bunu yalnızca büyükşehirlerde sunarlar. Taşrada ise kısıtlı alanlarda 4.5G yayını sağlanır ki, bu çoğu zaman iletişimde ciddi aksamalara neden olur.
Tatilde cep telefonu zulmü!
Türkiye’nin en önemli tatil beldelerinden birisinde tatil yapmak üzere yola çıktınız. Akıllı telefonunuz şehirde tam performansla çekerken, şehirde uzaklaştıkça sinyal zayıfladı ve hatta bir noktadan sonra bütünüyle GSM teknolojisine geri döndünüz. Hatta kimilerimiz telefon ayarlarımızı yapmayı bilmediğimiz için bu teknolojiye de dönemeyip, bütünüyle kapsam dışında kaldığımızı anımsarız. Şu anda dahi, kimi tatil beldelerinde sinyal yok uyarısını alıyor olmanız, aslında bu bölgede sinyal olmamasının değil, sizin telefonunuzun yalnızca LTE; yanı 4.5G ile bağlanmaya çalışmasıdır. Eğer sadece LTE sinyalle çalışmaya programlı bir telefonunuz varsa, bu bazın olmadığı yerlerde, kalitesiz bir iletişim söz konusudur ve hatta çoğu zaman sinyal alamazsınız.
Erişim sorununa GSM kısa yolu
Cep telefonunuzun ayarlar menüsünden, mobil bağlantı tercihleri menüsüne girin. Eğer burada tercih edilen bağlantı türü olarak “yalnızca LTE” seçiliyse bunun “sadece GSM” olarak değiştirebilir veya tercihlere göre, “GSM, 3G ve LTE” veya “GSM ve 3G” moduna alın. Böylece telefonunuz yalnızca LTE şebekesini aramaz ve sinyal yakaladığı GSM ağlarına bağlanarak en azından görüşme yapabilmenizi sağlar. Yalnız unutmayın ki, GSM ile bağlandığınızda internetiniz ciddi biçimde yavaşlar hatta bazı uygulamalar çalışmaz hale gelebilir. Bunu da en azından ulaşılabilir olabilmenin bir bedeli olarak varsayıp, en azından tatilde bazı lokasyonlarda modern dünyadan uzak kalmayı kabullenebiliriz.