Konuya başlamadan önce, beynelmilel bir gıda maddesi olan şekerin neden son 10 yılda bir çeşit silah olarak adlandırıldığına değinmek gerekir. Şeker nedir ve neden zararlıdır?
Şeker, esasında glikoz ve fruktoz formu ile tüm gıda maddelerinde bulunur. Ancak, daha tehlikeli olan glikoz, gıda ürünleri içerisinde o kadar azdır ki, rafine formu ile ham biçimde yediğimiz bir küp şekeri pek çok gıdadan aylar boyunca alamayız. Kimyasal formülü C6H12O6 olan glikoz, oldukça yüklü bir hidrokarbon bileşiğidir. Değindiğimiz gibi vücudumuz normal koşullarda eser miktarda glikoza ihtiyaç duyar, yediğimiz pek çok besinin içerisinde zaten bu miktarın fazlası bulunur ki, zaten karaciğer ve pankreasın görevi buradaki dengeyi sağlamaktır. Benzeri tehlike fruktoz için de söz konusudur lakin, meyvelerden alınan makul miktardaki fruktoz rafine şeker kadar hazmedilemez değildir. Ancak yine de abartılı tüketimi büyük bir sorundur.
Şekerin zararlı olduğu ise özellikle 2000’ li yıllardan sonra dile getirilmeye başlanan bir husustur. Daha öncesinde gerek endüstri baskıları, gerekse tıbbi analizlerin henüz mevcut verileri bize sunmuyor olması sebebi ile şekerin zararlarına bu günkü kadar vakıf değildik. Kaldı ki, son yıllarda obeziteye bağlı harici şikayetlerin doğrudan şeker ile ilişkilendirilmesi ile şekerin kaçacak pek de bir yeri kalmamış gibi görünüyor.
Tabii bu noktada geçmiş bir kaç yıl içerisinde yapılan araştırmalardan da söz etmek gerekir.
Kanser araştırmalarının hızla devam ettiği bu günlerde, kanser hücrelerinin nasıl beslendiği araştırmalarının hemen hepsinde bu hücrelerin şeker tükettiği sonucuna ulaşılmıştır ki, şeker problemi olduğu bilinen şişmanlar ve alkol kullananların hatırı sayılır bir kısmının orta yaş üzeride kansere yakalandıkları da istatistiki bir veridir.
Yani; rafine şeker, o muhteşem tadına rağmen bizi öldürüyor desek, hiç de yanlış söylemiş olmayız.
Şeker İnsan İçin Gerekli midir?
Rafine şekerin hiç bir türlüsü insan için gerekli değildir. Zira yüz binlerce yıllık varlığımız boyunca, ta ki yeni çağa kadar tüketmediğimiz rafine şekeri birkaç yüzyıldır tüketiyoruz. Bu da demek oluyor ki, buna bir ihtiyacımız bulunmuyor. Uzmanların da görüşü bu yöndedir ki, hiç bir hekim, hiç bir koşul altında rafine şeker tüketimi tavsiye etmez.
Kaldı ki, rafine şeker aslında hiç de organik olmayan ciddi bir kimyasaldır. Kimyasal olan bir maddeye, doğanın bir parçası olan insanın ihtiyaç duyması ise söz konusu değildir.
Şekerim Düşünce Ne Yapmalıyım?
Şekeriniz düştüğünde, şeker yemek yerine herhangi bir karbonhidrat ürününden az bir miktar tüketmeniz yeterlidir. Zira şekerin düşüyor olması zaten normal bir durum değildir ve 10 saatten kısa açlıklar durumunda elleriniz titreyecek kadar şekerinizin düştüğünü seziyorsanız mutlaka bir hekime danışmalısınız. Bir çeşit diyabetik bozukluk olan insülin direnci ve elbette diyabet bu reaksiyona neden olur, bunun tedavisi şeker tüketmek değildir.
Şeker Hastası mıyım?
Esasında günümüzde şehir insanlarının büyük kısmı şeker hastası veya şeker hastası adayıdır. Zira tükettiğimiz rafine şeker miktarı vücut fonksiyonlarımızı kolaylıkla bozarak bizi hasta etmeye yetecek düzeydedir. Eğer belli bir kilonun üzerindeyseniz, 30 yaşını geçtiyseniz ve yukarıda belirttiğimiz semptomlara sahipseniz, diyabet hastası veya adayı olabilirsiniz. Şeker hastalığı olarak tanımlanan sorun vücudun tüm sistemlerine ciddi zararlar verebilir, özellikle dolaşım sistemi, kalp ve beyin üzerinde yıkıcı etkiler ortaya çıkarabilir niteliğe sahiptir. Ayrıca diyabet hastaların doğrudan karaciğer ve pankreas fonksiyon bozukluğu sorununa sahip oldukları da söylenebilmektedir.
Sonuç olarak, şeker tadı dışında hiçbir faydası olmamasına karşın birçok ciddi riski ihtiva eden bir maddedir. Bir an önce şekeri bir besin olarak görmekten vazgeçmeli ve doğru bir beslenme prosedürü benimsemeliyiz, orta yaştan itibaren mecburen bu yolu tercih edip, kısıtlı sonuçlar almak durumunda kalmayalım.